4 Ekim 2012 Perşembe

tezkere hakkında ne düşünüyorsunuz?



Farz edelim, bu sabah bir kalktık ki Suriye'yle savaşa girmişiz. Bizim nokta atışlarımıza bir daha karşılık verilmiş. Amerika arkanızdayız(!) yürüyün demiş. Buna karşılık Irak ve İran Suriye'nin yanında yer almış. Türk askeri sınır ötesi operasyona başlamış.

Hayatımızda ne değişirdi? Çok yakan Audi'sine tüp taktıranlar yüzünden tüpçülerin hayatı belki.

Çünkü bir tweetimde de anlattığım üzere eğer bir Ortadoğu ülkesi vatandaşıysan akşam evinde televizyon karşısında göbek deliğindeki pamukçukları temizlerken ya da parmaklarınla ayak parmak aralarını ovalarken aniden savaş çıkabilir. Ve sen bunu 'Hülya Avşar Ebru Gündeş'e ne dedi.' magazin haberini izlediğin rahatlıkta ve merakta -hatta daha az merak içerisinde bile olabilir- izlersin. Dişlerini cırtlatır 'Yaa bu Süriyeli amklarımda kaşınıyorlar haa' ya da 'ammaaan yine ne oyunlar dönüyor kim bilir' dersin. Savaş, terör, eylem ve hatta deprem 'dönen oyunlar'dır çünkü bizim için. En fazla da benzine ne kadar zam gelir diye 3 saniye kadar endişelenirsin. 'Takarım tüpü yaaa' diyerek de kendini anında rahatlatırsın. Sonrasında uykuya dalarken 'ayy Hürrem Mahidevran'a ne cevap verdi haa, kadının dibi. Ben ateşin ta kendisiyim. Bunu bir yerde kullanmalıyım' düşünceleri arasında REM'e geçişini yaparsın. Sigmund Freud gelse endişeye karşılık gelecek herhangi bir görüntü de bulamaz rüyanda.

Sonra sabah kalkar işerken savaşta noluyo lan acaba diye düşünüp televizyonu açarsın. İşte klasik haberleri duyarsın. Yok efendim o mayına basarak parçalandı. Burda 12 kiş öldü. Ateş şuraya düştü haberi alan anne bayıldı. Bir aslan miyav dedi minik fare kükredi, fareden korktu kedi, kedi pıırrr uçuverdi diyen Kayahan gibi hafif iç sıkıntısıyla dinlersin. Bugün ne giysem'e bağlayıp işine doğru yol alırsın.

He 'savaşmak çok köy yeaa' diyip tepki duyarsın tabii. İnsanlar ölür çünkü. Biraz komikli video izledikten sonra takvimine uyarsa sokağa çıkarsın. Tabi düğünlere çağırılan az buçuk brek dansı yapmayı bilen abiler gibi her konuda sokağa çıkan hazır kontenjan 10.000 kişi arasındaysan. Bu kontenjandan da konu hafif siyasete girdiği için ne yapacağını tam kestiremeyen 2.000'i gelmez. İşte takriben 8.000'i sokağa çıkar. Bu haberde hükümetin işine geliyorsa sürmanşetten girilir, işine gelmiyorsa görmemezlikten gelinir. E bir süre sonra savaş haberleri de sıkar. Bu ne kardeşim her gün savaş mı dinleyeceğiz diyip eğlencene bakarsın.

Her gün televizyondan izlediğin senin için sanallaşmış savaşlara alışıksındır çünkü. Eğer sıcak bölgeden uzakta bir şehirliysen götünde bomba patlayana kadar savaşın gerçekliğinin farkına varmazsın. He vardığın anda da Amerika gelsin kurtarsın lütfeaan amaa yaniii diye söylenip, beklersin. Eğer savaşın dibindeysen ve hala ölmediysen de hayatta kalmak için yağma, hırsızlık gibi yöntemlerle yaşamaya devam edersin. Zaten savaşa, ölüme ve yağmaya alışıksındır.

Sonra bu savaşa en çok dış mihraklar ve hurriyet.com sevinir. Anket yapmak için bundan güzel bir ortam daha olamaz çünkü. Misal;

Savaşta hangi yoldan ölmek istersiniz?
a) Havan topu
b)Beyinden giren kurşun
c)Kurşuna dizilme
d)Parça tesirli bomba

Altına da muhakkak 'CHP'liler b'yi seçmesin beyinleri yok çünkü' ya da 'başbakanımız nasıl uygun görürse ülkemiz için o şekilde ölürüz' tarzında yorumlar gelir.

İnanmayan yukarıdaki anketle başlayabilir. Daha iki üç gün önce aynı görseli koyup "Kaldıramayan taraf siz misiniz?" tarzında lifestyle haber yapan Hürriyet'in benim anketi de yapacağına Dudullu'daki arsa üzerine bahse girerim.

Bu ülkede dün gece yukarıdaki fotodaki gibi tezkere çıksın mı çıkmasın mı diye düşünen çifte de threesome teklif ediyorum. Gayet açık.