2 Haziran 2010 Çarşamba

en rahat lobi


Dünyaya barışın geldiği günü sadece Keith Richards görebilecek. Gelişen olayları şaşırıyormuş gibi yaparak izliyorum. Sonunda yine hiçbişe olmayacağını bilerek izliyorum. Hepimiz öyle izliyoruz. "Bu konu hakkında konuşmalıyız, birşeyler söylemeliyiz ne kadar kifayetsiz olduğunu bilsek de" diyoruz. Bir umut sesler evrende yayılıp kaybolmaz diye umuyoruz. Hatta geçen gece Saba Tümer "Evet yaa gülmek bir yere kadar bu konuda bende söz etmeliyim" diyip ciddi bir program hazırlamıştı. Karşısındaki konuk telefon bağlantıları nedeniyle hiç konuşamasa da birçok kişiden -mizacı gereği- hafif güleryüzüyle yorum aldı. Ama en çok Washington muhabiri Zeki - Zeki idi sanırım - ilgimi çekti. Zeki her ne kadar uykusu olsa da Saba'nın sorularını sabır ve ciddiyetle cevapladı:

Saba - Zeki Amerika neden İsrail'e hala ağzının payını vermedi?
Zeki - Hmmm çünkü Amerika'da ciddi bir İsrail lobisi var. Birçok alanda çok etkililer.
Saba - Nasıl bu kadar güçlü oluyor bu lobi peki? Nasıl oluşturuyorlar bu lobiyi?
Zeki - Hmmmfff ekonomik ve sosyal anlamda çok sağlam bağlantıları var burada. Ciddi yarıtımlar vilivivlviliv...

Siyaset tarihine giriş: Ders 1 niteliğindeki bu konuşmayı sarışın tatlı Saba hııı hıııı diye dinledi. O an içinden haaa İsrail lobisi dedikleri bu demek ki, bekleme salonu gibi bişe demek diilmiş ayması gözlerinden okunuyordu. Canım benim, kıyamass.

Saba Tümer'in bile kahkahalarının sustuğu bu olaya siyaseti hap yapıp yutmuşların tepkisizliği ise gerçekten tüyler ürpertici. En son BM'nin yapacağı açıklamanın üzerinde bile yapılan ABD'nin "aman patronu kırmayalım" "kelime" düzeltmeleri... Kelimeler kifayetsiz.

Mazlum Der'in eşcinsellere uygulanan şiddeti görmezden gelmesi, ekonomik ve siyasi ilişkileri birbirine geçmiş yönetimlerin haksız ambargoları görmezden gelmesi durumu mikrodan makroya yayılan bir "benden diilsen geber gitsin pezevenk"cilik...

İkrah ediyorum.

Şimdi diyeceksiiiz ki sevgili atgotten anca mı geldin bu konuya? Bu soruyu soranın kalbini kırarım. Keza ilk gün yazmıştım ama doktora göstermekle meşguldüm. Yoksa Serena Williams'ın götünden gözümü alabildiğim anlarda hep bu konuyu izliyorum, takip ediyorum.

3 yorum:

  1. Cisıs, eşcinseller için de yürüyorlar, Boğaziçi üniversitesinde üreyen dernekten arkadaşlarım sağolsunlar sadece eşcinseller değil, ait olmadığı cinsiyetle doğanlar için de yürüyorlar. Ama o mikrodan makroya yayılma tespitine can-ı gönülden katılmaktayım.

    YanıtlaSil
  2. kavaf'a destek verdi bunlar biliyosun. gençlerimiz eşcinsel hastalığına yakalanmasın diye yürümüştür onlar ya da yemek üstüne rahatlamak içinde yürümüş olabilirler.

    YanıtlaSil
  3. Her oluşum homojen değil/olabilemez biliyorsun. Derneğin savunucusu olamam ama kamuoyu yanılmasın. Ya da yanılsın nasılsa Türkiye böyle boş beleş bir ülke, evet hepsi hepsi homofobik bunların, hatta Türkiye'de tek homofobik olanlar onlar.

    YanıtlaSil