29 Mart 2010 Pazartesi

bir gün herkes hıncal olacak!


NTV'de yayınlanan Kırmızı Çizgi spor programını eş durumundan neredeyse başından beri göz ucu, internet teneffüsü teknikleriyle takip ediyorum. Yoksa futboldan hazzetmem. Bana göre taraftar olma, öteki yaratıp linç etme ve fanatik aitlik gibi duygulara hitap ettiği için insanlık tarafından da bu kadar sevilmiştir. Dünyada birliktelik hissinin futbol yardımıyla olabileceği laflarınada götümle gülüyorum. - Futbol fanatiklerinin "Adsız" hurriyet.com yorumlarını bekliyorum ha bu lafın üzerine - Ama diğer yandan bu hayat kendimize yalan söylemeden de geçmez.

Neyse programda Hıncal Uluç ve Mehmet Aslan mır mır futbol konuşuyor. Bir kızılıyor, bir hafiften gülünüyor işte klasik. Durumun ilginç tarafı şu; ilk başlarda Mehmet Aslan'ın böyle bir ürkek "di mi Hıncal abi?" " sizin yorumunuz nedir?" "ben sizi çok önemsiyorum" gibi bir duruşu bir ezikliği vardı. Hıncal Uluç ise ekran karşısında ih hih hih hih hi diye gülecek kadar rahat tavrını en başından beri devam ettiriyordu. Haftalar böyle geçti en son gelinen nokta çok acayip birşeye dönüştü. İlk başlarda farklı görünen Mehmet Aslan gün geçtikçe rahatladı. "Öhömm ben böyle düşünüyorum" "bence bu da böle olmalı, bilmem siz ne dersiniz" gibi fikir beyanlarının yanında üstüne bir de Hıncal Uluç'a benzemeye başladı. Hani böle zehirli sarmaşık diye bir film vardı. Bir kız vardı manyak, gittikçe başka bi kıza benzeyip onu yerine geçmeye çalışmış anneyi balkondan atıp babaya göz koymuştu. Öyle bir kopyalama olayı oldu burada. İlk önce gömlekleri benzemeye başladı Aslan'ın sonra beyazlamaya başladı. El kol hareketleriyle anlatımlar derken en son omzuna lakos kazak almaya başladı. Kısaca fulara ramak kaldı.

Kopyalama işlemi tamamlandığında programı birlikte ih hih hih hih diyerek kapatacaklar.

Öyle gibi.

5 yorum:

  1. ilk paragrafa girişiyim ben o halde..

    aidiyet hissine çarptırdığın olay ilişkiyi de içine alır, işi de, dini de, otu ve boku da.. nerdeyse herşeyi alır, seni de alır, beni de alır içine..

    tekim, tekilim, kendimi sevdirmek yada saydırmak için mücadelem yok diyorsan kendini kandırırsın atgötten..

    dünyada laf soktuğun, diğer gördüğün bisürü bisürü şey var ya.. hah işte o ötekileştirme olayı.. sen yapınca ayrıyım, zekiyim, diğerleri yapınca hedonizm öldü mü olmaz.. tutarlı diil..

    ikinci paragraf için; hıncal bu laflar boy boy..

    fotoğraf şahane bu arada.. hıncal to mehmet niyeyse aynı yatakta çıplak olduklarını düşündürdü bana..

    YanıtlaSil
  2. renecim götümden atıyorum. yoksa futbol nerede biz oradayız. sevilmeye gelince hayttaki tek amacım sevilmek sayılmak. zekaya gelince sümmü haşa.

    YanıtlaSil
  3. sen bunları boşver, ufak ufak bebelerin, çocukların vakıf, dernek reklamlarında "elimi tutar mısınız, götümü kaşır mısınız, gözyaşlarımı siler misiniz" tadında çemkirmesi sende de "ağzınızı yüzünüzü sikiyim çocuk kere, bu reklamı düşünen beyinsizin yapıcağı işe attırıyim, rööööaaarrr" tepkisi yaratıyo mu..

    ne biçim cümle, sonu gelmedi, nokta koyamadım.. "bana elini uzatır mısın atgötten"..

    YanıtlaSil
  4. Tabii ki .atgotten ikrah mesaisi hafta içi 09:00 hafta sonu 12:00 itibariyle başlar. REM uykusuna kadar devam eder.

    YanıtlaSil
  5. işte bu, heryerinden öpüyorum rüştü..

    YanıtlaSil