14 Temmuz 2010 Çarşamba
predator'la mektubunuz var
Bir zaman cehennemin beşlisi listesi yapmıştım. Son dönem icraatlarıyla bu listeye ilk ikiyi bile yerinden oynatıp girecek bir isim daha var şimdi: Müge Anlı.
Zaten ameliyat sonrası yağ embolisi riskine dikkat edelim cümlesi bünyemde yeterince stres yaratmışken bir de gece gece bu kadının yüzünü görmek beni iyice geriyor. Allahım saçları her daim böyle predator gibi kabarık arkaya doğru, her gördüğümde "ay annecim!" oluyorum. Kendisini çözdüğü cinayetlerle iyiden iyiye tanımamız bile yeterince ürkünçken bir de şimdi Mektubunuz Var programıyla birbirini yıllardır görmeyen anne kız, baba oğul, baba kız, karı koca gibi çeşitli kombinasyonları bir araya getiriyor. "Cinayetlerle anılmak istemiyorum bu hayır işini biraz yumuşatayım ben ne akıllı kadınım" diyip böyle bir işe girişti yüksek ihtimalle ama o kadar sevecenlikten uzak ki gülünce bile insana bişe yapacak sanıyorsun ince cümcük dudaklarıyla. Gerçi arada o köylü insanların kendisine dokunmasından duyduğu rahatsızlığı, yalandan "ayyyy canım teyzem" derken bile mesafeyi korumasıyla ufaktan belli etse de çoğunlukla gerçeğini başarıyla kamufle ediyor. Ancak hayatında muhtemelen hiç bir problem yaşamayıp, iyi okullardan mezun olup modern (!) bir hayat yaşadığından çocuğunu bırakıp gitmiş, kayınpederi tarafından kapatılmış, kaynı tarafından düdüklenmiş, çıkış yolu bulamamış kadınlara yaklaşımı aslında onun nasıl bir predator olduğunu ele veriyor.
Çünkü ancak bir predator bu ülkede cahil bırakılmış ailesi tarafından küçücük yaşında kaynı, kayınpederi, emmioğlu gibi başka erkeklere bir mal olarak devredilmiş kadınların çaresizlikle yaptığı yanlışları bu kadar gönül rahatlığı ve fütursuzca eleştirebilir. "Ama sende çocuğunu bırakıp gitmişsin", "ben anlamıyorum bir anne bunu nasıl yapar", "kaçtın demek hemde kaynınlaaaaa", gibi kendine göre akıllı ahlakçılığıyla göz yaşı döken kadınlar karşısındaki tavrı onun aslında insan kılığına girmiş bir predator olduğunun kanıtıdır.
Fakat dün ki program bi acayipti. Bir amca yıllar önce karısını ve 5 kızını bırakıp Almanya'ya gitmiş, orada Alman bir kadınla evlenmiş, evini yıllarca aramamış, gününü gün etmiş. Ancak gel zaman git zaman Alman karı ölüp kendisininde bir ayağı çukura kaçınca "aa benim Türkiye'de bir karım 5 kızım var" diye aklına gelip Müge Anlı'ya başvurmuş. Müge Anlı'da aaa amcam gel ben birleştiririm sizi yılların ayrılığını silerim diye çıkarmış programa. Gariptir ki o amcanın yerinde bir kadın olsaydı herkesin cık cık cık, tüü, yahalayın, taşlayın diye köpüren ağızlarla yapılan yorumlarına maruz kalacakken dün tüm teyzelerin ağlamaktan içi çıktı. Ağızlar böle yayık yayık tüm stüdyo ağladı. Kimse demedi "amca karın 80 yaşına gelmiş ağzında diş kalmamış, kızların en büyüğü zaten 65 yaşında aklın nerdeydi huuuu." Anlı'da baktı herkes çok memnun hayatından hiç gaz vermedi nemli gözlerle ve yalandan sahtekar bir gülümsemeyle "ay teyzeeem, ay amcaam" dedi dedi izledi. Sonrada o ince dudaklarındaki kendinden emin gülümsemesiyle kafasını gururla sallayarak kapattı programını.
Predator fotosunu ararken web sitesini de gezmiş bulundum. Böyle kafası karışık bir site planı görmedim. Anlı'yamadığımız bir şekilde güncel kültür moda derken kocaman ankara cinayeti videoları var. En altta mükemmel dudaklar... Bir de site title'ı Müge Anlı I Tatlı Sert. Samimiyetle samimiyetsizlik arası demek daha doğru olabilir.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
duygularıma tercüman olmuşsun resmen teşekkürler :))
YanıtlaSilBu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilDün gece programı izlerken, sarı saçlarının üst kısmının başka bir yaratıktan transfer edildiğine emindim, hele arkada ki o ne olduğu belirsiz örgü modeli 2219 yılında falan geçen bi uzaylı filminden sahne gibiydi.O canavarımsı şeylerin adını hatırlayamamıştım hay ağzını öpeyim dicem homofobik insanım kendimden koşarak uzaklaşmak istemiyorum.
YanıtlaSilKonuk olan amcanın karısını gördüğünde ki, "Ulan taş gibi helgadan sonra bu mu bana kalan" ifadesi unutulmazdı.Damadın arkadan "beni hatırladın mı?" nidaları , "ulan adam kızlarını bilmiyor seni mi bilecek" dedirtti bana.
Müge Anlı'ya Türk halkı olarak sahip çıkmalı ve kendisine yeni bir kuaför, yeni bir saç rengi, azıcık doğallık ve biraz alt kültür dersi vermeliyiz.Evet, bunu ona borçluyuz.
Ağzına, klavyene sağlık.
hahah.. cidden iyi gözlem!
YanıtlaSilSadece Müge Anlı yetmez, Esra Eroldan Ercan Saatciye, Engin Ardıçdan Yalçın Çakıra...
YanıtlaSilSonracııma Hıncaldan Ahmet Çakara, Sibel Arnadan Ayşe Armana, Acununa...
Sen mancınık kullanmayı seviyorsun, çok efektif ve ibret verici ama çok da kısa...
Hepsini adaya kapatıp Battle Royale yaptıracaksın....
Soğuk da bir bira açıp televizyondan izleyeceksin sonra...Hmmmmmmm...işte güzel bir yaz akşamının gerçek ruhu budur....ne yani yalan mı? İyi valla...
En sona kalıp kazananı mancınığa koyabilirsin istersen, ben karışmıyorum....
odamda ışığımı söndürmüş uyumaya çalışırken o kadının çemkiren sesi dünya gerçekliğinden uzaklaşmama engel oldu...ister istemez kulak kabarttım vede tırstım...kesinlikle bir psikopat ses tonuna sahip ...böyle yumuşak yumuşak konuşurken birden sesi kalınlaşıp böğürecekmiş gibi bir hali var...en son stargate filminde ra'dan çıkmıştı böyle bir ses...işin garibi de kadın kesminin gecenin bir vakti bu programı izlemek isteyebilmesi...gündüzler bitti gecelere de el atıldı...odadan çıkıp sesini kısar mısınız diyecek oldum gözyaşlarına boğulmuş ev ahalisini görünce nutkum tutuldu...allahım sen büyüksün dedim...
YanıtlaSiltez vakitte Alien'a gelesin Müge Anlı...
atgötten geç bunları müge süper programcı.kim görmek istemez hükürerek birbirine kavuşan babakız, anakız, karıkoca, ıdıbıdı? o zarf efekti de başarılı. zati müge bir dedekitf bir ceza hukukçusu aynı zamanda modern ama milliyetçi ve geleneksel değerlere bağlı. couture kıyafetleri de çok güzel. mektupları ulaştıran kare suratlı postacı da çok seksi.
YanıtlaSilküçük sırlar'ı izledin mi onu yaz ya nolur.......
Müge Anlı, Esra Ceyhan'dan sonra en çok korktuğum televizyon şeysi.
YanıtlaSilO bakışlar, o duruş beni irrite etmeye yetiyor.
Dabbe'de oynasın, çok başarılı olur..
Ben de bu kadına tahammül edemiyorum, empati kuramadığı o kadar belli ki.
YanıtlaSil