3 Eylül 2010 Cuma
herkes birgün 30 olacak gızım
İstanbul'un plakası ne? 34. Türkiye'nin gelecekte birbirinden zeki bireylerle tüm dünyayı fethetmesi için kaç çocuk doğurmalıyız? 3. Kaç yaşam şansımız var? 1. 3 ile 1'in toplamı 4. Çıkarın onu İstanbul'un plakası 34'ten. Ne kaldı? 30.. Arzu'nun dünyaya gelişinin kaçıncı yılı? 30. Bu tesadüf olamaz.
Kerameti var mı bu sene görücez ama ben çok bedbaht bir şekilde giriyorum 30'a. Yaşlılığa giriş ana sınıfı gibi bişe benim gözümde 30 çünkü. Artık çok güzel görünsem bile genç bebeler benim için "hmm kadında yaş geçmiş ama iş bitmemiş" diyecek. Abuk subuk giyinsem şimdi olmasa bile bundan birkaç sene sonra "bu kadına da orta yaş krizi geldi" denilecek. "Ohaaa 30 yaşında mısın?" diye soracak teni taze kızlar. "Aaa en fazla 27 falan gösteriyosun yaneeee" lafları hiçbişe ifade etmeyecek. Birkaç seneye çocuk doğurulmazsa tren kaçmış olacak. Zaten içine sıçtıımın 30 senesinden bi bok anlamadım bir 30 yılda böyle geçecek götüm sarkacak. Offf off. Neyse Allah sıhhatli sağlıklı bir ömür versin tabi. -Göt korkusu cümlesi bu.-
Düne kadar bugünü yok saymıştım bir de. Dün delilik geldi üstüme, 30 yaş deliliği. Naapsam diye düşündüm. Burnumu mu deldireyim, paraşütle mi atlayayım, dövme mi yaptırayım derken derken hep saçımı maviye boyamak istemişimdir "aa" dedim saçımı boyayayım. E mahalle kuaföründe mavi boya olmaz, dedim ki gideyim de şu Erdem Kramer'in yeni yetmelerinden Makas'a boyatayım. Gittik Denizcanımla başının etini yedim bütün gün çünkü. Neyse girdik içeri bri süre bekledik. Derken bir arkadaşımız geldi -sözüm meclisten dışarı- kemik gözlük sizden yaratıcı olmasın. Dedim "ben yarın 30'uma basıyorum buhranımı tahmin etmişsinizdir. Saçımı doğadaki her renge boyadım, bir mavi kaldı. Rica etsem önüne, sadece kahküllere bi mavi atabilir misiniz?" Böyle bir baktı. Ama dedi kesim lazım. "Kreatif renkler kullanırken kreatif kesimler yapmak gerekir, o nedenle saçınızı kesmeliyiz." dedi. Dedim "sağol janim almiim ben. Yüzyıldır kısa saçlıyım bu kadar uzayana kadar bütün yaz Aliye Rona gibi gezdim o sıcakta" Olmadı ama içi kabul etmedi çocuğun. Aşağıya indi başka bir cerrah kuaförle fikir telakkisinde bulundular. Alla alla dedim indim aşağı. "Eee dedim napacağız?" Bu defa da oradaki koltuğa oturdum. İkisi saçıma bakmaya başladı. Diğer çocuk kesimden sorumlu cerrah kuaförmüş. Dedim "aynen ben kesim istemiyorum. Sadece önüme mavi birkaç tutam istiyorum. kahküllere" Çocuk aynen şöle dedi "Ama kreatif renk uygulamalarında saç kesimininde kreatif olması gerekiyor." Haa dedim o an, bunlar belli bir hipnotizma altında. "Eee" dedim "noolcak" Bakıyor öyle kemik gözlük. Dedim "şöyle yapalım, sen boya ben sölemicem burda yaptırdığımı. Kötü olursa da şanına leke gelmez" Kesimden sorumlu cerrah kuaför biraz tebessüm etse de boyadan sorumlu cerrahın yüzündeki tek bir kas bile oynamadı. Seviyeme inmedi. Bende sağ koldan bir uyuşma başladı tabi. Dedim "kremer-i keriminiz mi var sizin? Kati bozulamaz kurallar mıdır bunlar? İstemiyorum kardeşim, iki tutam maviniz yok laaaan ölüyorum mavi diye" Baktım yok. Benim felce yaklaştığımı gören Denizcanım "tamam Arzu sakin ol" demeye başladı. Döndüm kemik gözlüğe "benim prensiplerim var ben bu kafayı maviye boyamam" mı diyorsun şimdi?" dedim. Böle gözlerini belertmez mi. Aldım çantamı dedim "size bol prensipli güneşli günler"
Bir 30 yaşına basacak kadının bedduası alınır mı? Hiç mi korkmuyor musunuz eyy makaaass? Akşam camlarını indireyim sabah kemik gözlük şok olsun psikoloğuna koşsun diye düşündüm ama sonra çakma kemik gözlüktür o psikoloğu da yoktur kız kardeşini döver, kız arkadaşını bayar diye vazgeçtim.
Dedim "kısmet değilmiş napalım" Öyle kemik gözlüğün sülalesinden bahsederken birer saçma yemek yedik Denizcanımla kuyruğumu bacaklarımın altına aldım eve geldim. Bey dedi "nooldu hani saç?" Dedim "sorma yeni bir kuaför dini çıkmış. Kaidelerini yerine getiremedim. Almadılar beni"
Gözünü seveyim mahalle kuaförlerinin yaaa. Yok diye bişe var mıdır onlarda halbuki? İmkansız var mıdır? Simsiyah boyalı saçımı platin sarıya çevirmek istiyorum de sen mesela, deterjanından çamaşır suyuna bulur buluşturur, katar karıştırır o saçı yarısı elinde kalsa da açar o mahalle kuaförü. Uçlarından alın dersin yarısını keser ama alamam demez. Prensiplerim var ben bombeli kahkül fönlüyorum demez.
Neyse öylece bu sabah kalktım. Yaşıma uygun bir elbise giyindim. Makyaj yaptım yaşlı ama bakımsız görünmemek için. İşe geldim. Öğle yemeği oldu. Sürprizlere açığım ama. Denizcanım dedi ki "hadi çabuk ye lan" "Tamam" dedim anladım birşey olacak. Derken derken Figen "hadi kapıya çık" dedi "çanatnı alıp" "aaa" dedim heycanlandım. "Sweet 30 styla araba mı aldınız lan bana?" dedim. "Yok onu seneye inşallah" dedik. Neyse bir baktım taksi. Bindik gidiyoruz. Nereye? Tünele. Yolda Figen'i sıkıştırdım "nooluyo lan sölesene heycan yaptım" falan dedim. Yok sölemedi. İndik tünelde. "Starbucks nerde burda?" dedi. "İlerde" dedim ama içimden diyorum ki bir yıl bedava kahve kuponu mu aldılar yoksa lan diye. Hiç kahve içmem ki ben. Neyse gittik bir apartmana girdik. Aaaa sen beni Erdem Kramer'in kendisine getirmesinler mi? Bir sevin, bir sevin 30 yaşında kadına yakışmayan hareketler. Neyse burda da cerrahlar kuaförler vardı, arkalarında internleriyle iş yapıyorlar ama kırmadılar beni. Sadece saçımın önüne mavi attılar. Uçlarından kestiler, accık düzelttiler. Kuruturken dedim sadece ölesine kurutalım başka bişe yapmayalım. Israr etmediler. Allah razı olsun.
Şimdi saçımın önü mavi. Ben hala 30'uma giriyorum ama en azından geçen yıldan beri kafamda olan bir isteğimin gerçekleşmiş olması mutluluğunu yaşıyorum. Düşünülmüş, çok ince bir hediyeydi -ki hediyenin böylesi en güzelidir- ne kadar teşekkür etsem 30'dan az olur.
Bitirirken -artık çok uzadı çünkü- 30 yaş hakkında ya da hayatla ilgili birşeyler sölemek isterdim ama bu kadar büyümüş olduğumun farkında olmadığımdan üzerine de düşünmemiştim açıkçası. Bu nedenle hiç birşey diyemeyeceğim. Gittikçe daha akıllı biri olacağımı sanıyordum sadece, ama gittikçe daha aksi ve tahammülsüz oluyorum. Bu yaşıma kadar yanımda olan herkesin bir bu kadar daha yaşadıktan sonra da yanımda olmasını diliyorum bu nedenle. Onlar için bir hayli zorlu olacak çünkü.
Dileğime gelince geçen yıl doğumgünümde sağlık dilemiştim, yılı 4 kolonoskopi, 2 ameliyatla kapattım. O nedenle bir bok da dilemiyorum. Gökten kemik yağsın. Dileğim budur.
Şimdi yaşamaya devam, nasıl olsa herkesin tuttuğu kendine ve göte giren şemsiye açılıyor.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
ve milliyetçi hareket partisinin 34. yıl dönümü kutlu olsun
YanıtlaSilkadınlığın doruk noktası otuz civarıdır. değerini bilesin
YanıtlaSilhappy birthday..:)) ben 46 yasindayim buralar daha feci..:(((
YanıtlaSiltwitten de kutlamistim:) dogum gunun kutlu mutlu olsun, zaten ilk paragraf kalabaliklari costurmaya yeter:)
YanıtlaSilbir de ben 30umdayken dile getirmedigim sunlari aynen kelimesi kelimesine diliyorum:
30 yaşıma kadar yanımda olan herkesin bir bu kadar daha yaşadıktan sonra da yanımda olmasını diliyorum, onlari 600 km geride biraktigim icin cok uzgunum:/
nice mutlu yaşlara :)
YanıtlaSilNice yıllara :) Çok güldüm bu yazıya. Makas'taki cerrahların yaptıkları tavırlara da hiiiç üzülme lakin kesimlerinin de boyalarının da berbat olduğu söyleniyor her yerde. Ben de o yüzden gitmekten vazgeçtim.
YanıtlaSilo saçla müşteri sunumu yaparken ben de gelcem.
YanıtlaSilbi de gergin anlarda, yukarı üfleyip kahkülü
hareketlendirme figürü geliştirirsen tadından yenmez.
30 yaşına girer girmez "yaşına uygun elbise" geleneğine tutunmak :9 saçının yaşına uymayan ve iyikide uymayan mavi önünü, sadece önünü merak ettim o kısmı koysan görsem? bu ve her yaşında adam akıllı sağlık diliyorum
YanıtlaSildaha nice sağlıklı,mutlu yıllar.. bu senen turp gibi geçsin.. ben 35 oldum.. bide 35 var önemli dönüm noktası.. bu sene ne istiycem diye düşünüp duruyorum.. çok çabuk geçiyor.. ne zaman 30'dum şimdi 35..
YanıtlaSilsüpersin ..
Çok acayip lan. Bütün kadınlar aynı yollardan geçiyor demek. Birkaç ay önce ben de benzer vaziyetler yaşadım. 30 harbiden bokum gibi. Fakat çok da muktedir hissediyorsun beri yandan. O enteresan oluyor mesela.
YanıtlaSilgeçen sene 30 yaş çılgınlığımda gittim ağzıma piirsing taktırdım.
YanıtlaSiliçimde kalmasın hesabı.
hoş 30a bu sene girdiğimi öğrendim ama olsun.
cidden bütün 30luklar aynı yoldan geçiyor galiba.
şimdi 35 e kadar çocuk doğurma piskozunda boğulmamız gerekiyor.
doğurursak zaten çocuğun bokunda boğulucaz.
Hiçbir aklı başında zengin insan gidip de 25 yaşından büyük birisiyle evlenmez.
YanıtlaSil