1 Eylül 2010 Çarşamba

tarkan'ın son albümü çok iyi yeaa


Tüm Tarkan fanlarının son bir aydır en çok söylediği cümle şu: "Tarkan'ın son albümü çok iyi yeaa" O yüzden şimdi tik oldu bende, yolda, trafikte, dönercide Tarkan duydum mu beyle birbirimize "Tarkan'ın son albümü çok iyi yeaaa" çekiyoruz. Neyse böyle diye diye bir merak uyandırdı nefret ilgiye dönüşmeye başladı. Serde çeliktepelilik olduğundan canım da çekiyor zaten. Dinledim tek dinlenebilecek "İşim Olmaz" isimli delikanlı şarkıyı da Yıldız Tilbe ablam yapmış zaten. Yıldız ablama olan saygımdan iyice bir dinledim, sözlerine dikkat edeyim dedim. Tarkan şarkılarında sözler dinlenilmez çünkü, kendini onun o kadifemsi sesinin altındaki yarım tırrık tırrık akustik gitar ritmine bırakır, götünle aşağıya doğru çizdiğin hilal doğrultusunda bir o yana bir bu yana sallanırsın . Üstüne "yarım ekmek tavuk döner yaptırdım ince belli yar, yanına ayran içtim" de dese farketmezsin.

Neyse diyor ki şarkının nakaratında "olsun ben güzelim olsun aşkın sağı solu belli olmaz ben aklımı senle bozdum kimseyle işim olmaz." Dinledikçe dinledikçe içimdeki çeliktepeli kızın çok hoşuna gitti. Dedim şimdi varoluşunu sorgulayan iki sevgili olsa, mesela kız çok entellektüel, ölüyor böle borges sıçıyor. Oğlanda felsefe mezunu. Sen beni, hayallerimi, kendimi gerçekleştirmemi engelledin varlığın benim kilit noktam diyip uzaklaştılar. Tartışmışlar oğlanla... Sonra çocuk "olsun be güzelim olsun aşkın sağı solu belli olmaz ben aklımı senle bozdum kimseyle işim olmaz" diye mesaj attı kıza mesela. Çok hoş olur. Bitmez o ilişki.

Gerçi sonra tee lisede şimdi caaanım diye hatırladığım el ele tutuşmaca sevgilim vardı bi tane mahalle çocuğu o aklıma geldi. yüksek ihtimalle hormonal bir dengesizlik sonucu bir hafta falan çıkmıştık. Yoksa mahalle çocuğu yanında 3 numara kafalı bir kız ne alaka. Kavimlerimiz farklı. Güzel çocuktu böle maviiii gözlü ama uzaylı mavisi, masmavi. Ona kanmış olabilirim bak. Neyse beni okuldan almaya geliyor. İlk defa okuldan alınıyorum erkek arkadaş tarafından. Sonra harçlığı annesinden alıyor ama gezmeye heryere taksiyle gidiyoruz. Metalcilerle simit çaya alışmışız tabii bir garip gelmişti. Böle korur kollar bir tavır falan. Sonra bir akşam park gibi bir yerde oturuyoruz bankta ama bankın sırt yerine oturuyoruz asi styla. Dedi ki "yaa ben bi şarkı var çok seviyorum senin için sölim mi?" Olayın ilginçliğinin nereye varacağını çok merak eden ben beynim alınmış gibi "söleee" dedim. Ellerini böle hızlı hızlı hareket ettirerek "bende özledim bende resmin var şu an elimde, sanaaa koşmak isterim derman yok dizlerimde" diye söylemeye başladı. İşte o an allah tarafından bana silkelenme geldi. Gerçi ters yerde geldi gülsen gülemezsin, romantik serseriyle karşı karşıyasın. "Çok güzel" dedim "kalkalım mı artık?"

Sonra işte klasik ayrılık nedenlerinden o piti piti yapılarak "ben sana layık değilim" sahtekar pezevenk sözleriyle ayrılındı.

Meğer mahalle styla'da sevgiliye şarkı söylemek diye bir romantizm seramonisi varmış. Denk gelen başkaları da var.

6 yorum:

  1. AHAH :) en çok da bankın arkasında mahalleli çocukla oturma tribine koptum. asi styla...

    YanıtlaSil
  2. İyi ki bu romantik prens ayrıldıktan sonra da şarkı göndermeleri falan yapmaya kalkmamış :))

    YanıtlaSil
  3. kurban olun siz size şarkı söylemek isteyen mahalle çocuklarına, nevrotik plaza karıları, noolacak...

    YanıtlaSil
  4. overdrive gerçek bir yaralı styla yorumu yapmışsın.. hastasıyız biz mahalle çocuklarının

    YanıtlaSil
  5. canımdasın dilde değil
    bu haykırış elde değil
    bırakıp da giden sensin
    bunun suçu bende değil


    diye devam etse iyi olurmuş.

    YanıtlaSil